Sosyal medya platformlarının kullanım amacı kişisel veya ticari olabilir ya da bu platformlar devlet kurumları tarafından çeşitli amaçlarla kullanılabilir.
Bu kullanım sürecinde herhangi bir krizle karşılaşmak her an için ihtimal dahilinde olmakla beraber birçok üst düzey yönetici ve halkla ilişkiler şirketinin bir sosyal medyada kriz yönetimi stratejisi bulunmuyor. Oysa günümüzün şartları problem sosyal medyada çıkmış olmasa bile önemli bir kriz yönetim aracı ve mecrası olan Facebook, Twitter, Google plus ve Linkedin gibi platformların kullanılmasını gerektiriyor. Bu mecralarda çıkan krizlere ise zaten yine bu mecralar üzerinden çözüm aranması gerekiyor.
Sosyal ağlarda strateji oluşturma ve kriz yönetme etkinlikleri Google Alerts gibi ölçüm kaynaklarının kullanılmasını gerektiriyor. Kurumunuz ve markanıza dair konuşmalar hakkında anında/sağlıklı bilgi edinmek ve rakiplerle muhaliflerin etkinliklerini takip edip ölçümlemek online itibar yönetimi işini doğru bir şekilde yapabilmek için büyük önem taşıyor. Bıraktığınız boşluklar başkaları tarafından fazlasıyla ve istemediğiniz bir biçimde doldurulacağı için bilgi boşluğuna izin vermemek gerekiyor. Sosyal medyada kriz yönetimi için verilen uzman tavsiyelerinden biri de kriz hangi mecrada ortaya çıktıysa ilk cevabın da o mecra üzerinden verilmesi. Kriz yönetiminde logolar değil kullanıcılarda kendilerine önem verildiği duygusunu uyandıran insan karakterleri kullanılmak ve markaya ait sosyal medya hesabını almak da önem arz ediyor. Böylece sizin isminizi, markanızı veya sizi ifade eden görselleri kullanarak sizmiş gibi hareket eden hesaplardan gelebilecek potansiyel zararın önüne geçebilirsiniz.
Sosyal medya ilişkilerine önem vermek, yapılan hataları kabullenmek, sosyal ağlardaki hesapların güvenliğini sağlamak ve çalışanların sosyal ağlarda alması gereken tutumları belirleyen bir kılavuz hazırlamak da kriz yönetimini kolaylaştıran tedbirler arasında yer alıyor. Bir firmanın veya bir devlet kumrunun çalışanlarının sosyal ağlarda şahsi hesapları olsa bile bağlı oldukları kurumların bazı şartlarına uymaları beklenebiliyor. Öte yandan kriz anlarında çalışanlarla birlikte hareket edilmesi de sosyal medyada kriz yönetimi işinin altından kalkabilmenin şartları arasında sayılıyor. Özellikle bazı kritik görevlerde çalışanlara bazı kısıtlama ve kurallar getirilmekle beraber; çalışanların büyük stratejilerin uygulanma süreçlerine dahil edilmesi gerekiyor.
Sosyal mecralarda her işin sıfır maliyetle halledilebileceği yanılgısına düşmemek de önemli. Kişi ve kurumların bazı kampanyalar ve kriz yönetimi için faydalı olabilecek ödemeli hizmetleri kullanmaktan kaçınmaması tavsiye ediliyor. Şunu da unutmamak gerekiyor ki sosyal mecralarda birçok tüketici aynı anda yüzlerce, binlerde mesajla bir ürünün belirli bir hatasından söz ediyorsa bu; üretici firmanın hatadan kısa süre içinde dönebilmesini sağlayabilir.